Soğuk Deri, Jaguar Kitap'ın, Prospero Kitaplığı adı altında yayınladığı kitaplarından ilkidir. Aynı zamanda Albert Sanchez Pinol tarafından yazılmış, Yıldız Ersoy Canpolat tarafından çevrilmiştir. Şimdilik seri de 7 kitap var ama her geçen gün güncelleniyor. Serinin 7. Kitabı da henüz Mart 2021'de kitaplıklardaki yerini almaya başladı. Şimdilik sadece Soğuk Deri'yi okumakla beraber, beğeni yüksekliğinden serinin diğer kitaplarını da aldım. Her biri bittiğinde blogda hepsini paylaşmaya devam edeceğim. Bu arada Soğuk Deri'nin filmi de çekilmiş. Fakat kitabın büyüsü bende bozulmasın diye filmi izleyemedim. Bu konudan bahsetmişken araya bir de dipnot düşeyim. Fight Club dışında filmi kitabından güzel olan başka film de izlemedim herhalde.
Bu kadar Laf-ı Güzaf'tan sonra gelelim Soğuk Deri'ye. Gerçek duygularla yazılmış, gerçeküstü bir kitap “Soğuk Deri.” Antarktika'da ıssız bir adada yeni görevi için gelen Meteoroloji uzmanı, bu adaya ayak bastığı andan itibaren adanın normal olmadığını hissetmişti. Hatta adaya kendisini bırakan kaptan da aynı duyguları taşıyordu ki, uzmanımıza kendisini geri dönüş yolunda istediği yerde bırakabileceğini bile teklif etti. Fakat kahramanımız bu teklifi reddetti.
Adada, gözlemin yapılacağı bir deniz feneri bir de meteoroloji uzmanının kalacağı kulübeden başka hiçbir şey yoktu. Geminin tayfası, meteoroloji uzmanımızı kulübesine yerleştirdikten sonra adadan ayrıldı ve her şey bu noktadan sonra başladı... Denizden gelenlerle... Derken kulübeden kaçan ve fenere yerleşen kahramanımız, burada yeni biri ve yeni bir şeyle daha karşılaştı...
Bu noktadan sonra denizden gelenlerle başlayacak olan mücadele ve adadaki bu iki kişi ve bir diğer şey (şey diyorum, okuyunca ne olduğu anlaşılacak, spoiler vermek istemedim) arasındaki duygusal ve tensel devinim ile içsel sorgulamalar kitap sürecinde geçenleri genel olarak özetler diyebilirim.
Kitabı bir kelime ile ifade etsem, “sarsıcı” doğru kelime olacaktır.
İyi okumalar...
Hiç yorum yok: