GECENİN SONUNA YOLCULUK


GECENİN SONUNA YOLCULUK

YAZAR: LOUIS FERDINAND CELINE

YAPI KREDİ YAYINLARI

573 SAYFA

ÇEVİREN: YİĞİT BENER


1930'lu yıllarda yazılan kitap, Bardamu karakterinin yolculuğunu bize anlatmaktadır. Savaşla başlayan hikaye, sürekli bir terk ediş ve sürekli bir yeniden başlayıştır. Dünyasına katılan, ayrılan ve tekrar katılan insanlarla beraber yolculuk devam etmektedir.


Kitap 1930'lu yıllarda yazılsa da sanki bugün yazılmış gibidir. Kitap yazıldığı dönemde, o dönemin yazınından farklı bir yol izleyip sokak dilinin kullanılmasıyla büyük yankı uyandırmıştır.


Bardamu 1. Dünya savaşının ortasında kendini bulur. Yaralanır, hastaneye düşer. Pek çok insan yaşamını kaybetse de o bir şekilde hayatta kalır. Bu süreçte hayatına kadınlar da girer. Savaştan çıkar, gemi ile sömürgelere katılır. Sömürgelerde, yerlilerin arasında uzun süre ateşli ve hasta kendinden geçkin bir şekilde kalacaktır. Bardamu Afrika kıtasında geçirdiği sömürge macerasından sonra Amerika kıtasına doğru yol alır. Burada da bir şekilde hayatta kalmaya çalışır. Yine hayatına dokunan bir kadın vardır. Amerika'dan sonra tekrar Fransa'ya döner ve doktor olur. Bir süre Fransa Rancy'de doktor olarak çalışır. Daha sonra Rancy'den de ayrılır. Fransa da başka bir yerde Psikiyatri hastalarının kaldığı bir bakımevinde iş bulur ve burada çalışır.


Tüm bunlar olurken Bardamu yalnız değildir. Robinson, bir şekilde hep bu yolculuğa dahil olmayı başarmıştır.


Kitabın sonunda düşündüğüm şuydu; Bardamu, aslında pekçoğumuzun yapmaya korktuğu şey olan, vazgeçmeyi ve her defasında ayağa kalkmayı ve yeniden başlamayı başarmıştı. Alışmışlıktan vazgeçip, tekrar ve her defasında yeni bir yer, yeni bir başlangıç.... Aslında olması gereken bu belki. Ama bizi en çok korkutan da bu.


Bardamu tüm bu süreçleri geçirirken var olan toplum düzenini eleştirmiş, savaş karşıtı duruşunu da ortaya koymuştur. Hepimizin kabullendiği toplum düzeni onun yaşadığı hayatla örtüşmemektedir.


Kitapta Bardamu kendi hikayesini anlatırken, etrafında dokunduğu herkesin hikayesini, iniş-çıkışlarını, sefaletini, yaralarını, gözle görülmeyen dünyalarını, dönemsel toplumsal gerçeklikleri de ortaya koymuştur. Özellikle savaş ve sömürgecilik döneminin anlatıldığı kısımlarda bu döneme olan eleştiri hikayenin içinde net bir şekilde görülmektedir.


Bardamu hiçbir yere tam olarak ait değildi. Hep kendine farklı başlangıçlar yarattı. Hep dayatılan düzenden kaçtı. Hep var olana bir başkaldırısı vardı.


Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.